Cumartesi, Temmuz 23, 2011

nazım- nüzhet; beraber olamayacaklarını anlarlar...


....
nazım'ın ilk eşi nüzhet, bir süre sonra, ailesinin de etkisinde kalarak, moskova'daki hayattan yorulur ve alışageldiği hayatı özler.
bir gün nazım'a şöyle der:
"bizim de herkes gibi bir yuvamız, cici bici bir evimiz olsun istemez misin Nazım? bu macera seni yormuyor mu? her akşam ben evimizde seni bekleyeyim, huzur içinde mutlu yaşayalım. sana mı kaldı dünyayı düzeltmek?"
nazım için büyük bir düş kırıklığı olur bu...
....
(kaynak:hıfzı topuz, hava kurşun gibi ağır, 2011)

ben de bir gün sıradan, sıkıcı ve coşkusuz bir kadın olmaktan ölesiye korkuyorum...

4 yorum:

  1. Sikici olmaktan ben de korkuyorum ama bir yanim da Nuzhet'e hak vermeden edemiyor:(

    YanıtlaSil
  2. sevgili lulu,
    bu yazıyı yazdıktan sonra, "insan en çok yakın olduğu şeyden korkar" gibi bir söz vardı, o gelmişti aklıma...

    YanıtlaSil
  3. ben yazarların hayatlarını okuma konusuna hep ön yargıyla yaklaştım.özel hayatlarını bilmek özellikle benim için kapalı bir kutuyu açmaktı ve açılan her kutu gibi o kutu da gizemini az da olsa kaybederdi gözümde.kişisel tercihimdi okurdum bana hitap edenleri ama özel hayatları hakkında bir şey öğrenmek,beni frenliyordu.gariptir.

    nazım hikmetin aşklarını (sevdayım tepeden tırnağa)ilk emin karacadan okumuştum,şiirlerinin hayatına giren kadınlardan hangisine yazıldığını anlatıyordu,bir çok şiir için.sonra bir merak daha bu kitabı aldım elime,hıfzı topuz,emin karacadan daha güzel anlatmış nasıl diyeyim ayan beyan.dantel gibi ince ince.

    sadece nüzhet hanım için değildi bu durum nazım hikmet,en büyük aşklarından biri olan piraye için kaleme aldığı 'mavi gözlü dev'de de dile getirecekti aynı şeyleri ''O mavi gözlü bir devdi.Minnacık bir kadın sevdi.Mini binnacıktı kadın rahata acıktı kadın.Yoruldu devin büyük yolunda.Ve elveda deyip mavi gözlü deve.Girdi zengin bir cücenin koluna,bahçesinde ebrulii hanımeli açan evin '' diyecekti. pirayeyi -yanlış hatırlamıyorsam bir bankacının- kolunda gördüğünde.ama yine de daha çiçeği burnundayken Bursa cezaevindeyken pirayeyi uzun süre bekletişi sonra pirayenin boynunun büküklüğü nazımın bir başka kadına gidişi.pirayeyi severim hiç tanımadım bilmem kendisini ama bir sempatim var işte.pek çok kadın geçecekti nazımın hayatından ve onların pek çoğu da dayanamayacaktı işte bu devin çetin yoluna.belki de haklılardı kim bilir.saatlerce konuşabilirim bu konuda neyse susayım öyle işte ezgi.

    YanıtlaSil
  4. sevgili temerrüt,
    ne güzel yazmışsın.
    nazım'ı senin kadar tanımıyorum sanırım.. ama, haklısın. hayatına giren kadınlar için zor olmalı...
    yazarların hayatlarını okumak konusunda da katılıyorum sana. insan merak etmeden duramıyor bir yandan, bilmek istiyor.
    ama, hayatlarını, özellerini öğrenmek yazara duyulan hayranlığı zedeliyor sonra...
    benzer bir şeyi elif şafak için de hissetmiştim:
    http://pinkket.blogspot.com/search/label/firarperest

    YanıtlaSil